Alıntıyı görüntüle
İntihar çoğu din tarafından yasaklanmış, ve belki de insanları hayatta tutan yegane şeydir bu dinler, kişinin kendi canına kıyması hayatını sonlandırması eylemidir.
Toplum nezdinde farklı şekillerle karşılanır.
"Aa intihar mı etmiiş?"
"Ne gerek vardı şimdi cehennemde yanmaya?"
"Apt*l intihar etmiş. Mal oğlu mal"
"Kurtulmuş, bu hayat zaten zehir gibi"
.
.
.
.
.
İntiharı anlamak bazılarımız için zor olabilir. Fakat temelinde basit ama etkili duygular vardır. İntiharın sebebi genellikle depresyondur. Depresyon filmlerde gördüğümüz aşık olan kızların ret/terk edilince çikolata yiyerek düzelttiği basit bir durum değildir. DSÖ tarafından bir hastalık olarak kabul edilir. Nitekim depresyon psikolojik bir hastalık da değildir. Temelinde beyindeki biyolojinin bozulması yatar. İntihar eden bireylerin serotonin hormonunu ölçtüklerinde görüyorlar ki baya düşük. Bu da şu demek serotonin düşerse beyin ölümü düşünmeye odaklanıyor.
Şimdi herkes ölümü veyahut intiharı düşünebilir. Ama depresyonda olan biri için artık bu düşünce bir takıntı haline geliyor ve o düşünce beynine sürekli yapışık halde oluyor. Yani siz 1 düşünüyorsanız o 10 düşünüyor. Bunun da sebebi beyindeki kimyasalların dengesizliği. Bu dengesizliklerin başında dopamin ve serotonin dengesizliği geliyor.
Serotonin düşerse bilişsel mekanizma bozuluyor. Kişinin gerçeklik algısı yıkılıyor. Hayat boş gelmeye başlıyor. Bu da ister istemez kişiyi intihar düşüncesine ve girişimine sürüklüyor.
Depresyon ile ilgili şu videoyu izlemeniz sizin açınızdan oldukça faydalı ve bilginizi genişletmenizde iyi olacaktır:
Peki intihara gidiş süreci nasıl olur? Bunu KİŞİSEL WEB SİTEMDE anlattım.
Oradan doğrudan alıntı yapıyorum:
"""
Baumeister Kaçış Kuramı’na göre intihar nasıl işler, o sona giden yol nasıldır gelin bunu konuşalım. Bu kuramın temelinde 6 madde, aşama vardır.
1.Aşama: Gerçekçi olmayan, realist olmayan, mantıksız ve mevcut standartlar ile imkanlara paralel olmayan beklentiler, olumsuz, travmatik bir olay yaşamak veya her ikisi de bireyin kendi kendine koyduğu veya başkalarının dayattığı hayat standartların, beklentilerin, görevlerin, kuralların altında yaşadığına inanmasıdır. Kişinin gerçek dışı, mantıksız ve mevcut imkanlarla paralel olmayan beklentileri olmasının suçlu ve yetersiz hissetme gibi kaçınılmaz bir sonucu vardır.
2.Aşama: Kişi bu standartların altında kaldığı için kendisini suçlu, yetersiz ve kusurlu hisseder. Kendisini kötü niteliklerle tanımlar. “İşe yaramazım, kusurluyum, yetersizim, bu hayat bana göre değil, yüküm, layık değilim” vb. söylemler örnek olarak verilebilir.
3.Aşama: Kendini gittikçe daha fazla suçlayan bireyin farkındalık düzeyi yükselir. Olumsuz olaylarla, kendisinin alakası olmasa (bilişsel çarpıtma: kişiselleştirme) bile kendisini ilişkilendirerek daha fazla suçlar. Bundan dolayı olumsuz duygulanım gelişir.
4.Aşama: Olumsuz duygulanım geliştiren birey daha anlamsız ve daha az bütünleşmiş bir biliş ve bilinç durumuna geçer. Bu duruma bilişsel yıkım denir. Kendisini artık hayattan iyice soyutlamaya gider.
5.Aşama: Bilişsel yıkım o kadar iticidir ki kişinin ruh hali çöker ve düşüncelerin dümeni intihara doğru çevrilir.
6.Aşama: Bilişsel yıkımın getirileri olan şimdiki zaman dilimi içerisinde düşünerek kısa vadeli hedeflere yönelik eylemler yapar. Daha geniş zaman ve daha geniş kavramlar ile duygular yerine hareketlere ve duyumsamalara odaklanır. Birey kendi iç sesine daha çok kulak verir. Artık içindeki o “intihar et, ilaç iç, kes damarı” sesi daha baskın gelir. Mantıksız bilişler, çarpıtılmış düşünceler, hissizlik, pasiflik, sosyallikten izole edilmiş olmak yıkımın sonuçlarıdır.
İntihar tüm bu hislerden kaçma çabası olarak görülür. İntihar etmeyi düşünen kişilerde büyük olasılıkla suçluluk duygusu kuvvetli oranda vardır. Bu duygunun yanında umutsuzluk hissiyatı da vardır. Bunun da yanında mükemmeliyetçilik de olabilir, hayatın şartlarının mükemmel olmamasından dolayı böyle düşüncelere maruz kalınabilir. Kişi bulunduğu durumdan hiç çıkamayacağına, hiçbir şeyin iyi veya çok iyi olamayacağına, iyi şeyler için yetersiz ve kusurlu olduğuna, inanır.
"""
Eğer ki çevrenizde biri intihar ile ilgili şakalar yapıyor veya ölüme rahat gözüyle bakıyorsa sizin de üstünüze düşen görevleriniz vardır. Yaklaşmamanız gereken şekil şudur:
"Neee ***** mısın karşiim, intihar ne, cehenneme gidersin bak!" "Affı yok ha bunun!"
Depresyonda olan biri için bunlar etkili de olabilir fakat etkisiz de olabilir. Etkisiz olduğu gibi aksine ters teper ve kişiyi intihara bir adım daha yaklaştırır. Çünkü bu sözler sizin o kişiyi anlamadığınızı gösterir ve kişi anlaşılmadığını hisseder, düşünür. Anlaşılmadığını düşünürse daha da yalnız hisseder. Yalnızlık intihar düşüncelerini pekiştirir.
Aşağıdaki konuma bakabilirsiniz :
İntihar hakkında toplum olarak bazı şeyleri bilmemiz gerekiyor; hem kendimiz hem de başkaları için. Bu konuda yazacaklarım bir kişi neden intihar etmeyi düşünür, neden intihara yönelir ve intiharı düşünen ve bu düşünceleri hakkında bize verilen bazı nüanslar hakkında konuşacağız. Bir kişi...
forum.donanimarsivi.com
NOT: Birine intiharın iyi olduğu, kurtuluş olduğu, çözüm olduğu fikri iletilirse bu kanuni bir suça girer ve işleme tabi tutulur.
Ruh sağlığınız iyi olması dileğiyle!