Acılar ve Tanrı inancı

@İsimsizKaplan

Tanrı ≠ Allah bağlamında yanıtlayacağım, yani İslam dini perspektifinden. Çünkü İslam mutlak gerçeğin kendisi olduğunu söylüyor ve "mutlak" gerçek tanrı ile teistik tanrı aynı değildir -fikrime göre.

Allah bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu bildirmektedir:

“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hem kötülükle hem de iyilikle deneyeceğiz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya 21:35)

Yani anlayacağımız şu ki, tüm bu maddi varlık geçicidir ve ahiret hayatına geçiş ölümü olacaktır.

﴾26﴿
Yeryüzünde bulunanların hepsi fânidir.

﴾27﴿
Azamet ve kerem sahibi rabbinin zâtı ise bâki kalır.

﴾28﴿
Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?

Rahman suresi 26-28

Üçüncü olarak hayvanların da insanlara hizmet için yaratıldığını söylemek istiyorum.

Gerek yük taşımaya elverişli olan, gerek derisinden, yününden, tüyünden sergi yapıp kullandığınız ve etinden, sütünden faydalandığınız evcil hayvanları yaratıp emrinize veren de Allah’tır. Allah’ın size ihsân ettiği rızıklardan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü şeytan, sizin için apaçık bir düşmandır. En'am suresi 142.ayet

Hayvanlar imtihan edilmezler ama imtihan edilen insan için bir nevi imtihan hazırlık materyali olmaktadır.

“O, yedi göğü birbiriyle uyum içinde yaratandır. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bak, bir bozukluk görebilir misin? Sonra gözünü tekrar tekrar çevir bak; gözün, aradığı kusuru bulamadan yorgun ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk 67:3–4)

Bu ayet evrenin bir düzen içinde işlediğini bildirmektedir. Belli bir düzen vardır, ekosistemler kendi içinde ve ekosistemler arası düzen işleyişi vardır.

﴾255﴿
Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür. Bakara 255

Şimdi toplayalım.

Hayvanlar, imtihan edilmezler fakat imtihan edilen için Allah'ın yaratmasındaki güzelliği görmek için varlar. Hayvanlar, cansız varlıklar ve en önemlisi insanlar... Biz insanlar da onun mülkü içindeyiz. O istemese var olmayız. Mülk kiminse tasarruf hakkı da onundur.

Allah'ı varlığın kaynağı olarak anlamalıyız. Yani varlık tek başına ayrışık bir olgu değildir. Varlık (kavramı) Allah'tan gelir.
Hayvanların acı çekmesi bir kötü durum olarak görünüyor olabilir. Ama aslında hayvanların varlığı, varlığın cemalini Allah'ın hikmetini gösterirken, bunun yanında acının varlığı da insanın anlam arayışında rol oynamaktadır.

Acı olmasaydı anlam da olmazdı. Anlam olmasaydı insanın ilahi pozisyonunun bir önemi de olmazdı. İnsan yaratılanların en şereflisidir.
Karanlığın olmadığı bir yerde ışığın önemi yoktur. Eğer ışık sana önemli geliyorsa bunun nedeni zihninde karanlığın varlığının bilincidir.

Kötülüğün varlığı anlamı derinleştirir. Bir kitap düşün. Özellikle Rus edebiyatındaki Beyaz Geceler, Öteki ya da Edgar Allan Poe'nun öykülerini vs. düşün. Acı da acı var. Ama aslında acı o eserlerin derinliğinde önemli bir unsur. Bunun beraberinde kötülük içeren eser üreten yazarın kendisi kötü değildir değil mi?

Umarım kafamdakini az çok verebilmişimdir.
 
Dinleri boşver de neden tanrının sana sadece iyilik olarak gördüğün acı yokluğu ve güzel şeyler vermesi gerektiğini düşünüyorsun ? Bikere acı olmasa başta anlattığın kadın doğum yaparken acı çekiyor tezin "kadın doğum yapacağını anlamıyor" a dönüşür. O zaman ölüm oranı kaça çıkacak acaba tahmin et bakalım. Acı varsa hayat vardır yaşamın temeli yıkıma dayanır bu mevzudan tanrı acımasızı çıkartamazsın kurduğu düzen bu sadece.
 
Doğum yapan neredeyse tüm türler doğum sırasında acı içinde kıvranıyor, doku yırtılmaları yaşanıyor, iç kanamalar oluyor ve büyük oranda bebek ve anne ölümleri yaşanıyor. Günümüzde modern tıp olmasa bu süreç yüz binlerce kadını ve bebeği eskiden olduğu gibi her yıl öldürmeye devam ederdi.

Buna karşı sunulan en yaygın argümanlardan biri ise burasının "imtihan dünyası" olduğu. Ama bu süreç sadece insanlarda bu şekilde değil, hatta bazı türlerde insanlardakinden bile daha acılı ve ölümcül. Örneğin sırtlanların ilk doğumlarında %60'a varan ölüm oranı var, eğer ölmezse de işkenceden farksız 12 saate varan acı dolu bir doğum sürecini atlatmak zorunda. Çok daha zorlu doğum sürecine sahip birçok hayvan daha var ama saymama gerek yok herhalde. Yani bu argümanınız kolayca çürüyor.

Ve evrim doğum sürecinin insanlarda neden bu kadar acılı ve ölümcül olduğunu rahatlıkla açıklıyor. Dik yürümeye başladık, pelvis daraldı, dolayısıyla doğum kanalı da daraldı. Beyin gelişti, kafa büyüdü. Ve sonucunda böylesine ölümcül ve acı dolu bir doğum süreci ortaya çıktı. Ama eğer tanrı varsa ve bu tanrı merhametliyse, neden evrimsel süreci böylesine berbat bir doğuma yol açacak şekilde tasarladı?

Eğer tanrı varsa, bu doğum tasarımını yapan tanrı, yüz milyonlarca yıl boyunca sayısız dişiyi ve bebeği sebepsiz yere acı içinde bırakmış demektir. Ve neredeyse tüm dinlerde tanrı merhametli bir profil ile anlatılıyor. İnsan anatomisindeki diğer birçok hatayı saymaya bile gerek yok. Merhametli ve her şeye gücü yeten tanrı profili sadece doğum süreci üzerinden bile çürüyebiliyor.

Ve tanrı fikri, bu gerçekliğe baktığımızda akla ilk gelen değil, en zorla uydurulmuş açıklamadır. Bu kadar yoğun ve yaygın bir acı, ya tanrı'nın umurunda olmayan bir evreni gösterir, ya tanrı'nın canlıların acı çekmesinden zevk aldığını ya da doğrudan tanrının var olmadığını gösterir.

Ekstra Sorum: Ve eğer ben çoğu canlının doğumunun bu şekilde saçmalıktan ibaret olması sebebiyle tamamen haklı bir şekilde tanrı'nın varlığına inanmamaya karar versem tanrınız beni sonsuza dek yakacak mı? Böyle saçmalık mı olur? Hiç mi sorgulamıyorsunuz?
Tanrı'ya inanmamaya karar vermenden dolayı evet, iman etmemiş olacaksın ve sonsuza dek yanacaksın. Saçmalık olarak görmüyorum bunu. Tanrı, yeryüzünde bizden ona karşı iman etmemizi ve sağladığı bu nimetlere karşı nankör olmamamızı istemekte. Doğum konularına gelecek olursak, Anatomik olarak doğum süreçleri senin de dediğin gibi insanlarda ve hayvanlarda da farklılıklar gösteriyor. Sezaryen doğum ya da normal doğum, onun dışında hayvan doğumları vs. Kısacası her tür farklı zorluklarla yavrularını doğuruyor. Buna karşı gidipte yok Tanrı'nız merhametsiz mi gibi düşüncelere girmen saçma bence. Seni doğuran kişi sana 9 ay bakıyor, ya da başka bir hayvan yavrusuna belli bir süreye kadar bakıyor. Annelik içgüdüsü ile. Bunu sağlayan kişi de tanrı oluyor mantıken. Tanrı merhametsiz olsaydı doğduğumuz gibi kendimiz hayata tutunmaya çalışırdık. Emin ol o kadar ince işçilik ile düşünülmüş şeyler ki bunlar. Ek olarak acı olmasın, o olmasın bu olmasın. Acı yoksa ne anlamı var onca şeyin.
 
@İsimsizKaplan

Tanrı ≠ Allah bağlamında yanıtlayacağım, yani İslam dini perspektifinden. Çünkü İslam mutlak gerçeğin kendisi olduğunu söylüyor ve "mutlak" gerçek tanrı ile teistik tanrı aynı değildir -fikrime göre.

Allah bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu bildirmektedir:



Yani anlayacağımız şu ki, tüm bu maddi varlık geçicidir ve ahiret hayatına geçiş ölümü olacaktır.



Üçüncü olarak hayvanların da insanlara hizmet için yaratıldığını söylemek istiyorum.



Hayvanlar imtihan edilmezler ama imtihan edilen insan için bir nevi imtihan hazırlık materyali olmaktadır.



Bu ayet evrenin bir düzen içinde işlediğini bildirmektedir. Belli bir düzen vardır, ekosistemler kendi içinde ve ekosistemler arası düzen işleyişi vardır.



Şimdi toplayalım.

Hayvanlar, imtihan edilmezler fakat imtihan edilen için Allah'ın yaratmasındaki güzelliği görmek için varlar. Hayvanlar, cansız varlıklar ve en önemlisi insanlar... Biz insanlar da onun mülkü içindeyiz. O istemese var olmayız. Mülk kiminse tasarruf hakkı da onundur.

Allah'ı varlığın kaynağı olarak anlamalıyız. Yani varlık tek başına ayrışık bir olgu değildir. Varlık (kavramı) Allah'tan gelir.
Hayvanların acı çekmesi bir kötü durum olarak görünüyor olabilir. Ama aslında hayvanların varlığı, varlığın cemalini Allah'ın hikmetini gösterirken, bunun yanında acının varlığı da insanın anlam arayışında rol oynamaktadır.

Acı olmasaydı anlam da olmazdı. Anlam olmasaydı insanın ilahi pozisyonunun bir önemi de olmazdı. İnsan yaratılanların en şereflisidir.
Karanlığın olmadığı bir yerde ışığın önemi yoktur. Eğer ışık sana önemli geliyorsa bunun nedeni zihninde karanlığın varlığının bilincidir.

Kötülüğün varlığı anlamı derinleştirir. Bir kitap düşün. Özellikle Rus edebiyatındaki Beyaz Geceler, Öteki ya da Edgar Allan Poe'nun öykülerini vs. düşün. Acı da acı var. Ama aslında acı o eserlerin derinliğinde önemli bir unsur. Bunun beraberinde kötülük içeren eser üreten yazarın kendisi kötü değildir değil mi?

Umarım kafamdakini az çok verebilmişimdir.
Cevap için teşekkürler hocam cevabını indirgemek istemem ama genellikle islami yorumcularda bu tarz sorulara hep hayvanların bir nimet olarak sunulduğunu öne sürerler. Ben buna pek gelemiyorum maalesef, benim için mantıksız ve ben merkezcil bir tavır gibi geliyor.
Evrimi biraz araştırdığında aslında insanoğlunun da çokta uzun olmayan zamanlarda bahsettiğimiz "hayvanlar" dan pek farkı olmadığını görebilirsin. Homo cinsinin evrimsel tarihini ele aldığında homo sapiens dönemi hatta arkeik olmayan yani modern insan dediğimiz 40 50 bin yıllık dönem 2 3 milyon yıllık bir dönemle kıyaslandığında (tüm homo cinsinin evrimsel yaşam süreci) bir hiç gibi gözüküyor. Sözün özü bundan çok uzak olmayan vakitlerde bizimde tıpkı diğer hayvanlar mesela bir ceylan ya da aslandan pek farklı olmadığımızı gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. (Hatta bir predatör olan aslana kıyasla avcı toplayıcı hatta bazen leşcinin leşcisi olan homo sapiens ironik bir şekilde ondan üstün görülüyor) Bu durumda bizim onlardan üstün bir halimiz yokken, tanrı neden bizi onlardan üst sınıfa koyup onlara alt sınıf muamelesi yapıyor anlamış değilim. Bir insanın bu bağlamda dediğinize göre hem evrimi anlaması hem de bunları mantıklı bulması büyük çelişki.
Ayrıca acı bir amaçla anlamlı olur. Anlamsız çekilen acı boşa kürek çekmektir. Bu bağlamda hayvanlara bir nimet ya da sonsuz huzur vaat edilmiyorken (tüm hayvanların cennete gideceği söylemini bir kenara koyarsak?) neden onlar boşa kürek çekiyor ki. Veya daha temel soru biz neden onlardan bu kadar özeliz ?
 
Geri
Top