Neler Yeni

Görüp Görebileceğiniz En Kapsamlı Depresyon Empati Yazısı

Fatih Sultan Terim

80+ Silver
Katılım
4 Ağustos 2020
Mesajlar
2,071
Dahası  
Reaksiyon skoru
7,098
Konum
Adı geçenlerle rakip bile değiliz.
İsim
Oozdmrsm
Katılım
2 Nisan 2020
Mesajlar
483
Dahası  
Reaksiyon skoru
271
İsim
Batuhan
Bilgim dahilinde olan şeylerin üzerinden geçtiğiniz güzel bir yazı olmuş. Emeğinize teşekkürler.
Müsaadeniz olursa defalarca depresyon tedavisi görmüş bir insan olarak eklemek istediklerim var naçizane.

Depresyon olduğunu düşündüğünüz ruhsal bir bozukluk yaşıyorsanız kesinlikle ilk gideceğiniz yer Psikiyatr değil Psikolog'tur. Çünkü Psikiyatr ile Psikolog arasındaki fark Psikiyatri doktorunun ilaç yazma yetkisinin olmasıdır. Dolayısıyla sizi dinleyecek, teşhisi koyacak ve (elbette antidepresan) ilacınızı yazacak. Fakat belki de bünyenize ilaç sokmanıza gerek olmayan, bir Psikoloğun yönlendirmeleriyle ve sizde yaratacağı farkındalıkla atlatabileceğiniz bir durumdasınızdır. Bilemezsiniz.

Diyelim antidepresan gurubundan bir ilaç reçete edildi ve bu ilacı kullanıyorsunuz. İlaç biraz olsun olumlu sonuç verdiği zaman kesinlikle ama kesinlikle ''tamam ben artık iyileştim'' diyerek kendi kararınızla ilacı bırakmamalısınız. Bu ilaçlar en basit söyleniş şekliyle ''mutluluk hormonu'' salgılattıkları için, bu ilacı bünyenizden birden bire çekip aldığınız zaman ilaca başlamamış halinizden daha berbat bir hale gelmeniz muhtemeldir. Bu ilaçlar kesinlikle doktor kontrolünde ve dozu düşürülerek bırakılmalıdır.

Ve her iki senaryoda da ''ben ilaç kullanıyorum iyileşeceğim'' ''ben psikolojik destek alıyorum iyileşeceğim'' diyerek oturduğunuz yerden depresyondan kurtulmayı beklemek gibi bir yanılgıya düşmeyin. İlaç tedavisi de olsa, psikolojik destek alıyor olsanız da, sizin kendi gayretiniz olmadan bu illetten kurtulamazsınız. Gördüğünüz tedavi biçimi her ne olursa olsun, siz de kendinizi hayata dahil olmak konusunda iteklemelisiniz.

Hiç kimsenin bu hastalıkla tanışmaması, tanışmış olup tedavi olmuş olanların hastalıklarının tekrar nüksetmemesi, tedavi sürecinde olanların da acilen şifaya kavuşması dileğiyle.
 

Kaan ÇABUK

80+ Titanium
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
26,270
En İyi Cevap
1
kanka bu ne alaka şimdi?
intihara eğilimli birinin bu tarz konularda tavsiye vermesi kendi açımdan trajikomik kaçıyor. Arama kısmına intihar yazıp sadece canerin yazdıklarını filtrelediğimizde 5 sayfa konu/mesaj çıkıyor.

Ayrıca Caner her şeye takıntılı olabiliyor, bi ara linux a taktı başak şeylere taktı din hakkında bir sürü konular açtı vs.

 

Oguzhansah

80+ Platinum
Katılım
13 Ocak 2022
Mesajlar
10,071
Dahası  
Reaksiyon skoru
4,583
İsim
Oğuzhan Şahin

Kaan ÇABUK

80+ Titanium
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
26,270
En İyi Cevap
1
Psikolojisi bozuk bir ergen ama biz sorunluyuz bunu söylediğimiz için
Konularına bakınca çok yoğun şekilde psikolog gibi alanlara başvurmuş zaten, fakat ailesel sıkıntılar olduğunuda düşünüyorum. Tabi bizde de suç var azcık ama biz bişi demesek bile devam edecek yani.
 

Gri Caner

80+ Titanium
Katılım
24 Ekim 2020
Mesajlar
30,676
En İyi Cevap
7
Din eksenli tavsiye ABD'de olur, İngiltere'de olur, Fransa'da da olabilir. Fakat Türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde bir kişi kendini bildi bileli korkutularak dikte edilen bu inançlara maruz kaldığı için ilk tutunduğu dal zaten dindir. Durum kötüleştikçe dine daha fazla yakınlaşma ihtiyacı duyar çünkü inancına göre eksiklik her daim kendisindedir. Bu arada atayist diye bir akım yok, ateist olarak yazılır. Aklınca dalga geçtiğin hayat görüşünü sana, akvaryumdan açık denizi görmüş birine ders vermeye çalışmakla tanımlayabilirim.
Bundan önce manevi terapiyi bilmediğine eminim. Yeni öğrendiğin bir yöntem hakkında bu şekilde kendi aklını dayanak alarak yargıya varamazsın. Türkiye'deki yapıyı sırf olumsuz bir çerçeveye sığdırdığınız için görüşleriniz hem öznel hem de yanlıştır. Bu şekilde bir paragraf kuracaksanız tavsiyem şudur "bence" kelimesini ekleyin.
Mesaj otomatik birleştirildi:

trajikomik kaçıyor.
Senin çapın bunu anlamaz merak etme. Yani sen çok şey etme. Tamam mıdır?
biz bişi demesek bile devam edecek yani.
Sence ben sen ve senin gibilerin söylemlerini ciddiye alıyor muyum? Siz insanların sorunu bu. Kendinizi çok önemli zannediyorsunuz.
 
Son düzenleme:

Trifact

80+ Silver
Katılım
3 Kasım 2022
Mesajlar
2,982
Dahası  
Reaksiyon skoru
1,358
İsim
Yusuf
Bu zamana kadar benden bu konuda çok fazla konu başlığı görmüş olabilirsiniz. Ama yine de bir şeyler eksik. O yüzden bu yazımda sadece bilimsel açıklamalar yapmayacağım. Kendi yaşadıklarımı da anlatacağım.

Depresyon Nedir?
Depresyon, kişinin duygularını, düşüncelerini, davranışlarını olumsuz yönde etkileyen bir ruh hali bozukluğudur.
Uzun süren çaresizlik, suçluluk, elem, keder, hüzün gibi duygular ve intihar düşünceleri ile girişimleri, kendine ve/veya başkasına zarar verme davranışları, sosyal izolasyon yönünde eylemlerle karakterize bir hastalıktır. Hastalık diyorum çünkü bu bir HASTALIK. Bu bir HASTALIK. Bu bir HASTALIK. Yani biri nezle olabiliyorsa, kanser olabiliyorsa, verem olabiliyorsa depresyon hastası da olabiliyor. Depresyon, psikolojik değil biyolojik bir hastalıktır.
Beynin pre-frontal kortekste iki lobun birbiri ile iletişim kuramama, nörolojik akımın düşük olması ve serotonin, dopamin, nöroadrenalin gibi hormonların dengesizliği, olması gereken seviyede olmaması sonucunda kişide ilgili semptomlar baş gösteriyor.

Neden depresyonun bir hastalık olduğunu bu kadar vurguladın?
Çünkü depresyonda olan kişiler normalde olduğu kişiler değillerdir. Daha farklı, daha yanlış, daha sağlıksız düşünürler, daha sağlıksız duygu durumları vardır, daha sağlıksız davranış sergileyebilir ve daha sağlıksız karar verebilirler. O yüzden depresyonda olan kişilere uzmanlar tarafından kullanılması gereken ilk cümle "Bu sen değilsin." olmalıdır. "Şu an depresyon hastasısın, içinde bulunduğun durum gerçek seni yansıtmıyor, bu durumu iyileştirebiliriz." güzel bir başlangıç cümlesidir.
Depresyon bir hastalık. Depresyonda olan kişiler farklı bilişsel ve davranışsal aktiviteler gösterebilir. Bu aktivitelere Türk toplumunun tepkisi şudur ve çok yanlıştır(bilerek büyük yazıyorum):
"
Kendi kendinin doktoru ol. Çık dışarı gez toz sevgili yap. Takma kafaya. Çok takıyorsun. O kadar önemli bir dert değil..."

Bu söylemler -kendimden de örnek vereceğim- o kadar can yakıcı, o kadar zarar verici o kadar çok yıkıcı ki... Anlatamam.
Yani bu söylemleri size şöyle anlatayım. Kanser hastası var bir yakınınız -Allah göstermesin. Şimdi ona şey diyorsunuz, "
Takma kafaya, sen yapıyorsun bunu. Kendi kendinin doktoru ol. Kanser hücrelerini yayma. Bu senin elinde."

Yukarıdaki durum ne kadar saçma bir durumsa bakın aynı saçmalık seviyesi geçerli bir şekilde depresyon hastasına bakın hastasına diyorum -hasta- "kendi kendinin doktoru ol, geçer, takma kafaya" demek o kadar saçma. Yani ve bir o kadar da yıkıcı. Zaten kişi acı çekiyor. Elinde olmayan onun bilişsel dünyasında istemsiz gelişen bazı olumsuz bilişsel hareketler var (ör: yaşamanın anlamı yok, hayat boş, herkes ölsün) ve siz ona takma kafaya diyorsunuz. Sadece bir kafaya takma kendi kendinin doktoru ol. Yani bu durumu size daha ne kadar empati yaptıracak betimleme yapabilirim bilmiyorum.

Depresyonun Belirtileri
Bilişsel belirtileri:

  • Dikkat eksikliği ve kaybı
  • Karar vermede zorluk
  • Ders çalışma gibi aktiviteleri yapmada zorluk
gibi düşüncelere sahip olmak.

Duygusal belirtiler:

  • Suçluluk
  • Çaresizlik
  • Elem, keder, hüzün
  • Umutsuzluk
Fiziksel belirtiler:
  • Sürekli yorgunluk
  • Enerji bulamama
  • Uykusuzluk veya çok uyuma
  • Çok yeme veya iştahsızlık
Davranışsal belirtiler:
  • Sosyal çekilme
  • İlgi kaybı -önceden zevk aldığı şeyler dahil-
  • İntihar düşünceleri ve girişimleri


Depresyonun Nedenleri

  • Genetik: Bilimsel araştırmalar depresyonun diğer insanlardan daha çok etkilemesine sebep veren genlerin olduğunu keşfetmiştir. Ailede depresyon geçirmiş kişi varsa çocuğun depresyon geçirme olasılığı 1/3 veya 1/2 olarak ifade edilir. Genetik faktör tek başına yeterli değildir depresyon için. Sadece bir bomba gibidir. Piminin çekilmesi gerekiyor. İşte o pime biz travma, olumsuz olaylar, yıkıcı olaylar diyoruz. Kimisi anne babasının ölümünde depresyona girmez, kimisi bir sınav dolayısıyla depresyona girer. Bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz? Depresyonda olan kişilere söylenen bir diğer yıkıcı söz, "Ya bu ne ki Fatma ablanın oğlunun yaşadığına ne demeli? O çocuk niye sağlam?" gibi bir söz. Ya arkadaşım. O onu ilgilendirir bu beni. Bu dert bana büyük geliyor zaten. Yani bana büyük geliyor ki bir sorun ki ben o derdi dert edinmişim. Sen onu küçük görüyorsun bir de tam yıkıyorsun. Öyle ölmez kanka eline silah ver erkeksen kendini öldür de. Yani abartısız söylüyorum. İntihar düşünceleri ve girişimleri ile karakterize olan depresyon hastalarına bu yaklaşım şunla eş değer bakın ne eksik ne fazla eşdeğer, "Al lan şu silahı madem o kadar derdin var kafana daya çek tetiği erkeksen yap". Benim sözde psikoloji okuyan kuzenime derdimi açtığımda bana böyle dedi. Yani işte daha büyük dertli insanlar var, senin kullandığın ilaçlar o kadar ağır değil. Kafaya bak lan. Bir de psikoloji okuyor. O hafta ben koluma 6-7 çizik attım. Detayına geleceğiz.
Alıntıyı görüntüle
Brain QEEG mapping system
  • Beyindeki ilgili hormonların dengesizliği ve nörolojik akımın düşük seviyesi
  • Travmalar, sosyal yaşam zorlukları
Depresyonun İlişkilerdeki Etkisi

Depresyon hastaları sosyal izolasyon sağlarlar kendilerine. Yani bu ne demek? Eve kapanırlar ama böyle normal kapanma değil. Bir odada aylarca duvara bakarak zaman geçirebilirler. Ben 3 ay boyunca duvara bakarak zaman geçirdiğimi bilirim. Yani evet arkadaşlar öyle bir duruma geliyorsunuz ki bunu yapabiliyorsunuz. Ben yapmam demeyin. Size her yerde ulaşmaya çalışan arkadaşınıza dönmek istemiyorsunuz. Yani nasıl desem arkadaşınız size dönüyor ama eliniz parmağınız oynamıyor cevap ver butonuna basmak için. Yani depresyon hastası bir arkadaşınız varsa ona alttan alarak yaklaşmalı ve destek çıkmalısınız.

Depresyon ve Madde Bağımlılığı

Depresyon ile madde bağımlılığı karakterize olabilir. Yani alkol, uyuşturucu veya sigaraya başlama ihtimali var. Ben hiç kullanmadım. Burada İslam dini bende pozitif yönde etkili oldu. Ama kimse kullanmaz diye bir şey yok. Dininin gerekliliklerini süper yerine getiren biri olsun. Depresyona girerse öyle bir hale geliyor ki maddeye başlayabilir. Bu madde uyuşturucu maddeyle sınırlı değil. Alkol de sigara da ve diğer tütün ürünleri de bu kapsam içindedir. Bu maddelerden birine başlayan depresyon hastalarına ılımlı yaklaşmalı, sosyal ve psikolojik açıdan destek olmalıyız.

Depresyon ve Kendine Zarar Verme Düşünceleri/Davranışı
İnternette self-harming behavior olarak aratabileceğiniz bu davranış depresyon hastalarında görülebilir. Bunun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Var oluşsal sancı: Kişi o kadar ağır bir depresyon geçiriyordur ki var olduğunu düşünmemeye başlayabilir. Yani artık hayat ona simülasyon gibi gelebilir. Kişi var olduğunu kendine kanıtlamak için kendine jilet veya benzeri araçlarla fiziksel acı çektirmek suretiyle kendini yaralar. Genelde bu yaralama bölgesi kol, bacak, yüz ve genital bölgedir. Bu herkesten herkese göre değişebilir.
  • İçinde bulunduğu durumlardan olaylardan kendini suçlar ve kendi kendine ceza verme suretiyle kendini yaralar.
  • Ağır depresyon vakalarında kişi sanrılar duyabilir, halüsinasyonlar görebilir. O halüsinasyonlar ona yapması konusunda istek ve emirlerde bulunabilir. Kişi hipnoza girmiş gibi bu emirleri uygulayabilir.
İntihar Düşünceleri ve Girişimleri
İntihar etmiş kişilerin serotonin hormon seviyesine baktıklarında dibi bildiğin dibi boyladığı görülmüştür. Yani serotonin seviyesi ile yaşama isteği arasında bir ilişki kurulmuştur. Beyindeki serotonin hormonu düşerse sağlıksız ciddi boyutlarda sağlıksız seviyere gelirse kişi intiharı düşünebilir ilgili düşünceleri mantıklı bir yol olarak görebilir hatta girişimlerde bulunabilir.
İntihar düşünceleri ağır vakalarda girişimlere hatta başarılı girişimlere dönüşebilir. Benim 3 kere intihar girişimim oldu, 1 kere kendini jiletle yaralama suretiyle kendime zarar verme davranışım oldu. Şimdi şunu söyleyeyim baştan. Ben de başta "ben Müslümanım, yapmam diyordum." Ama öyle bir psikolojiye giriyorsunuz ki yapıyorsunuz en azından ben yaptım. Ben yaparken berrak bir bilinçte değildim. Yani böyle ciddi ciddi isteyerek yapmıyorsunuz aslında. Sadece hayattan bir beklentiniz kalmamış bir umut kalmamış bir şekilde harekete geçiyorsunuz.
3 kere intiharı denemiş biri olarak söyleyeyim:
"
İNTİHAR BİR ÇÖZÜM DEĞİLDİR"

Çünkü ölmeme olasılığınız çok yüksek. Yani sakat kalma, ömür boyu yatalak kalma, ömür boyu ilaç ve makinelere kalma hatta felç olma olasılığınız ölüm olasılığından daha yüksek. O yüzden denemeyin. Hiçbir yöntem ölümü garanti etmez. Bu suretle intiharı denemeyin ve yardım alın herhangi bir yerden.

Depresyonun Tedavisi
Ağır vakalarda yani majör (klinik) depresyonda kişinin önce semptomları hafifletilmek suretiyle ilaç tedavisi başlatılır. İlaçlar beyindeki hormon dengesizliğini gidermek ve semptomları bastırmak için önemlidir. İlaç içtiğim gün intihar düşüncesi gelmiyordu mesela bende.
Sadece ilaç tedavi için yeterli değildir. Bunun yanında psikoterapi ve davranışsal iyileştirmeler yapılmalıdır.
Psikoterapi ile kişinin bilişsel şemalarındaki yanlışlar düzeltilip algıları iyileştirilir, davranışsal düzenlemelerle de kişi hayata kazandırılır.
Depresyonun tedavisindeki ana hat bu şekildedir.

Umarım artık çevrenizde varsa depresyon hastalarına nasıl davranmanız gerektiğini ya da nasıl davranmamanız gerektiğini anlamış oldunuz. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
 
Son düzenleme:

Judgment Cut

80+ Silver
Katılım
20 Nisan 2023
Mesajlar
2,191
En İyi Cevap
1
Bundan önce manevi terapiyi bilmediğine eminim. Yeni öğrendiğin bir yöntem hakkında bu şekilde kendi aklını dayanak alarak yargıya varamazsın. Türkiye'deki yapıyı sırf olumsuz bir çerçeveye sığdırdığınız için görüşleriniz hem öznel hem de yanlıştır. Bu şekilde bir paragraf kuracaksanız tavsiyem şudur "bence" kelimesini ekleyin.
Mesaj otomatik birleştirildi:


Senin çapın bunu anlamaz merak etme. Yani sen çok şey etme. Tamam mıdır?

Sence ben sen ve senin gibilerin söylemlerini ciddiye alıyor muyum? Bi söyle bakam.
Caner, eski bir Müslüman olarak ve inanç konusundaki ciddi tecrübelerime dayanarak sana şunu net bir şekilde söyleyebilirim, "manevi terapi dediğin şey, görünen gerçekleri görmezden gelerek 2000 yıllık mitler ile kendini avuttuğun süreye kadar geçerlidir. Bu süre zarfında içinde bulunduğun buhrandan çıkamazsan, sorgulanamaz dediğin temel değerlerini sorgulatacak gri alanlar oluşmaya başlar."
 

Gri Caner

80+ Titanium
Katılım
24 Ekim 2020
Mesajlar
30,676
En İyi Cevap
7
aner, eski bir Müslüman olarak ve inanç konusundaki ciddi tecrübelerime dayanarak sana şunu net bir şekilde söyleyebilirim, "manevi terapi dediğin şey, görünen gerçekleri görmezden gelerek 2000 yıllık mitler ile kendini avuttuğun süreye kadar geçerlidir. Bu süre zarfında içinde bulunduğun buhrandan çıkamazsan, sorgulanamaz dediğin temel değerlerini sorgulatacak gri alanlar oluşmaya başlar."
Neo klasik bir bakış açısından uzaklaşarak epistemolojik bir noktada buluşmak dileğiyle o.O2
 

marilyn

80+ Silver
Katılım
17 Eylül 2020
Mesajlar
4,062
lgs ye giren bir kişi için normal cevap
yks ye giriyor

Caner'inde ailesi onu gözetmeli o zaman gündelik hayatta
Alıntıyı görüntüle
bunlar gibi daha bir sürü konusu var canerin
bence açtığı konular güzel okuması zevkli ve akıcı
intihara eğilimli birinin bu tarz konularda tavsiye vermesi kendi açımdan trajikomik kaçıyor. Arama kısmına intihar yazıp sadece canerin yazdıklarını filtrelediğimizde 5 sayfa konu/mesaj çıkıyor.

Ayrıca Caner her şeye takıntılı olabiliyor, bi ara linux a taktı başak şeylere taktı din hakkında bir sürü konular açtı vs.

bence hastalığı yaşayan insanların bunun hakkında yorum yapması daha mantıklı ayrıca canerin intihara meyilli değilde biraz can sıkıntısı biraz sosyallik olarak yalnızlık çektiğini düşünüyorum çünkü gerçekten kendine zarar vermek isteyen yada intihar etmek isteyen birisinin burada paylaşım yapacağını düşünmem burayı bi nevi rahatlamak için kullanıyor kendi yorumum bu şekilde başka şeyler vs varsa bilemem bir yakınlığım yok
 
Son düzenleme:
Top Bottom